FARKLILIKLAR ÜZERİNE ÇOCUK KİTAPLARI: BİR DERLEME
Ömür Kurt*
Çocukken hepimizin en mustarip olduğu
konulardan biri de farklılıklarımızdan dolayı sahip olduğumuz
komplekslerimizdir. Çocuk kitapları yazarı Daniel Pennac Télérama dergisinde yayınlanan ve Türkçe’ye Haldun Bayrı tarafından
çevrilen söyleşisinde[1]
şöyle diyor: “İlk okuma heyecanını hüzünlü metinler tattırdı bana. Önce
Andersen ve Çirkin Ördek Yavrusu…, çünkü bir sürü kompleksim vardı, okulda çok
kötüydüm ve kendimi o ördek yavrusuyla özdeşleştiriyordum.”1 Pennac gibi çocukken benim de farklılıklarımdan
dolayı çeşitli komplekslerim vardı. Aslında o kadar da farklı değildim. Benim
gibilerin sayısı az da değildi. Fakat önemli olan farklı olup olmamanız değil,
farklı hissetmeniz, daha doğrusu farklılığınızdan dolayı “anormal”
hissettirilmeniz değil mi? Ben de gözlük takıyor olmaktan tutun da annemin
saçlarımı hep kısacık kestiriyor olmasından duyduğum komplekse kadar türlü
komplekslere sahiptim zira bu özelliklerim nedeniyle dalga geçiliyor, ayrımcılığa
uğruyordum. Ama bana yardımcı olacak bir Çirkin
Ördek Yavrusu yoktu. Daha doğrusu bu masalı okumuştum ama maalesef
Pennac’ın gözüyle değil. Üstelik arkadaşlarım gözlük taktığım için ‘dörtgöz’,
saçlarım sınıftaki erkek çocuklarınki gibi kısa olduğu için ‘oğlan çocuğu’,
ismim Ömür olduğu ve okuldan eve giden yolda şansıma (!) bir kömür deposu
bulunduğu için ‘kömür’ diye beni çağırarak türlü şekillerde benimle alay
ediyorlardı. Ve maalesef benim çocukluğumda çevremde bana bu konuda yardımcı olacak
çocuk kitapları yoktu.
Halbuki çocuk kitapları yaşantımızda bir fark
yaratma kapasitesine sahiptir. Örneğin yaşadıklarımızın sadece bizim başımıza
gelmediğini göstererek bize destek olabilir. Üstelik yalnızca çocuklara değil, yetişkinlere
de... Çünkü nitelikli, içerisinde ilerici değerler barındıran çocuk kitapları
içimizdeki çocuğa, duygusal benliğimize doğru yaptığımız bir yolculuktur. Bu
yolculuk kendimizden asla sakınamayacağımız, kendimize karşı dürüst olmamızın
elzem olduğu bir yolculuktur. İşte bu yolculukta sözünü sakınmayan, dosdoğru,
dolambaçsız, sorunun/konunun özüne nokta atışı yapan sade diliyle çocuk
kitapları yardımımıza koşar. Onlar aracılılığıyla kendimizle dolaysız bir
ilişki kurarız. Bazen kendimizden bile sakladığımız, benliğimizdeki kırılmış
tarafa şefkat göstermek için bir araçtır çocuk kitapları. Kendimizi olduğumuz
gibi kabullenmek, farklılıklarımızın da bizi biz yapan bütünün bir parçası
olduğunun farkındalığını kazanmak; kendimizle ve çevremizle barışmak için bir
yoldaştır. İşte bu nedenlerle ben de benim de yaşamımı zenginleştiren çocuk
kitaplarının farklılıklar temasına uygun düşenlerinden bir kısmını derlemek ve
paylaşmak istedim. Zira farklılıklarımızdan dolayı eşitliğe aykırı biçimde
farklı muamele görmek, yani ayrımcılığa uğramak maalesef hayatın her alanında türlü
derecelerde mevcut. Kısacası bir gün hepimizin elimizden tutacak bir çocuk
kitabına ihtiyacı olabilir.
·
Çirkin Ördek
Farklılıklar ve farklı olmak üzerine çocuk kitapları deyince aklımıza
ilk gelen, belki de hepimizin çocukken okumuş olduğu “Çirkin Ördek” ya da diğer
adıyla “Çirkin Ördek Yavrusu” masalıdır. Andersen masallarının en
bilinenlerinden biri olan bu masalda herkesçe çirkin bulunan, annesince dahi
sahip çıkılmayan bir ördek yavrusunun hikayesini okuyoruz. Kahramanımız türlü
cefadan sonra güzelim bir kuğuya dönüşerek ezilmekten, ayrımcılıktan kurtulup
mutluluğa erişiyor. Okuması çok keyifli olan bu masalda sorunlu olan taraf,
kahramanımız çirkin ördek yavrusunun ancak “farklılığından kurtulduğunda”,
üzerindeki “çirkin” gömleği çıkartıp atma ve çevresince makbul sayılanların,
kuğuların, saflarına kabul edilme “şansına” eriştiğinde kendisiyle barışıp
kendine acımaktan kurtulabilmesi. Bu anlamda masalın farklılıkların
biraradalığı, farklılıkların zenginliği gibi mesajlardan ziyade herkesin ait
olduğu yerde varlığını sürdürmesi ve ancak orada huzur bulabileceği imalarına
sahip olduğu söylenebilir. Şöyle ki; çirkin ördek yavrusu tür itibariyle bir
kuğu yavrusu değil de bir ördek yavrusu olsaydı, grubun normları uyarınca
belirlenen güzellik kaidelerine göre “çirkin” diye yaftalanıp ömrü boyunca
dışlanması kaçınılmaz mı olacaktı? Ya da mutlu ve huzurlu bir hayat sürdürmenin
tek yolu sonunda kendi türünün, kuğuların arasına katılan çirkin ördek yavrusu
örneğinde olduğu gibi kendimiz gibi olanlarla bir arada olmak mıdır? Mutlu ve
huzurlu bir yaşantı farklılıkların, farklı olanların bir arada yaşaması yoluyla
da elde edilemez mi? Çirkin Ördek
masalı bu gibi konuları sorunsallaştırmıyor. 6-9 yaş arası çocuklar için uygun
olan bu kitabı okumak eğlenceli ve keyifli ama bu sorularla birlikte okumakta
fayda var.
KÜNYE
Yazan: Hans Christian Andersen
Resimleyen: Dilek Yördem Ceylan
Çeviren: Tahsin Yücel
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Yayın yılı: 2016
·
Mercan’ın Kırmızı Saçları
Kitabımızdaki Mercan isimli kız çocuğunun derdi kırmızı saçları. Daha
doğrusu kırmızı saçları nedeniyle arkadaşlarının onunla dalga geçmesi. Üstüne
üstlük, Mercan’ın saçları bir çocuk gibi çok yaramaz! Mercan’ın bulunduğu
ortama göre şekil değiştirip sıra dışı şekillere bürünüyorlar. İşin güzel tarafı
Mercan’ın hikayesinin burada bitmemesi. Mercan’ın saçları olanca kırmızılığıyla
yaramazlığa devam ede dursun, Mercan’ın arkadaşları ona şahane bir sürpriz
yapıyorlar ve Mercan saçlarıyla barışıyor.
Sade öyküsü ve öykünün kendisiyle çok başarılı biçimde bütünleşen resimleriyle
Mercan’ın Kırmızı Saçları hem
farklılıklar hem de dayanışma üzerine keyifli bir kitap. Hem farklılıkların hem
de dayanışmanın istersek ne kadar eğlenceli olabileceğine ve hayatımızı nasıl
zenginleştirebileceğine dair 6-10 yaş arasındaki çocuklar için küçük bir
değini…
KÜNYE
Yazan: Jeong Taek Chae
Resimleyen: Young Cheol Yoon
Çeviren: Mesut Tığlı
Yayınevi: abm Çocuk ve İlk Gençlik Yayınları
Yayın yılı: 2016
·
Farklı Ama Aynı
3-8 yaş arası çocuklar için uygun olan Farklı Ama Aynı, farklılıklar konusuna engellilerin penceresinden bakıyor. Kitapta
arka bacakları çok zayıf olduğu için öteki kardeşlerinin aksine yürüyemeyen bir
keçinin hikayesi anlatılıyor. Çirkin Ördek Yavrusu’ndan farklı olarak kahramanımız
dışlanma ve ezilmeyle değil, dayanışmayla tanışıyor. Farklılıkların eşitsizlik
anlamına gelmediğine dair bu umut hikayesi olumsuzluklar karşısında çaresiz
kalmayı değil direnmenin ve çözüm aramanın olanaklılığını gösteriyor. Bu
haliyle Farklı Ama Aynı yalnızca bir
farklılıklar ve farklılıkların bir aradalığı hikayesi değil; bir farklılıkların
eşitliği hikayesi aynı zamanda. Üstelik bu eşitliği sağlamanın yaşamın içinden
basit çözümlerle olanaklı olduğunu gösteren, Edip Cansever’in dizeleriyle bir
“umudu dürtme”[2] hikayesi.
KÜNYE
Yazan: Feridun Oral
Resimleyen: Feridun Oral
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Yayın yılı: 2016
·
Puki ile Yaşlı Karga
3-8 yaş arası çocuklar için uygun olan Puki ile Yaşlı Karga farklılıkların
dayanışma ve dostluk temalarıyla birleştiği bir hikâye. Hikayedeki küçük köpek
Puki kocaman kulaklarından ötürü dalga geçiliyor ve arkadaş edinemiyor. Diğer
kahramanımız karga ise çok yaşlı olduğu için eskisi gibi uçamamak ve
avlanamamaktan şikayetçi. Bir tesadüf sonucu dost olan ikili birbirlerine yoldaş
oluyorlar. Böylece Puki farklılıkların ve sıra dışı olmanın sorun değil aksine bir
avantaj olabileceğini, kişiye bu zamana kadar farkında olmadığı değerler
katabileceğini keşfediyor. Yaşlı karga ise özgüvenini yeniden kazanıyor. Hem de
Puki gibi sahip olduğu değerleri başkalarıyla paylaşmanın keyfini yaşıyor.
KÜNYE
Yazan: Görkem Kantar Arsoy
Resimleyen: Seçil Çokan
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Yayın yılı: 2017
·
Pembe Canavar
Pembe
Canavar kitabı, “bu hikâye hayatının bir döneminde
kendisini Pembe Canavar gibi hissetmiş olan insanlara adanmıştır” diye
başlıyor. 3-5 yaş arası çocuklar için uygun olan bu kitap, Shanghai’da Golden Pinwheel Award ödülünü kazanmış. Pembe Canavar’da kahramanımız boyutları
ve rengiyle yaşadığı yerdeki herkesten farklı. Onun rengi pembe iken
çevresindeki herkes ve her şey beyaz. Üstelik çevresindeki her nesneye ve
herkese göre boyutları çok iri. O hayat dolu iken çevresindeki her şey tekdüze
ve çook sıkıcı! Zıtlıklar yaşamın özüdür ama çevresiyle katı bir zıtlık içinde
olan canavarımızın çevresine uyum sağlaması mümkün olmuyor. Ama sonuçta bir
çocuk kitabından söz ettiğimiz için umut her zaman galip geliyor. Ve Pembe Canavar özgürlüğü ve mutluluğu
bulmak için yollara düşüyor. Sıradanlığın tekdüzeliği ve yavanlığıyla yaşamın
derinliğini kucaklamaktan yoksun olduğunu vurgulayan Pembe Canavar bir özgürlük, cesaret ve umut anlatısı. Aynı zamanda
alışageldiğimiz kavramları ters yüz ediyor. Örneğin çocukları – ve bazen de
büyükleri – korkutmak için kullanılan bir metafor olan canavar kavramını
tersine çeviriyor. Bu haliyle oldukça ilerici bir içeriğe sahip Pembe Canavar kitabı. Aynı zamanda
klasik kitap yazım tekniğinden farklı olarak birkaç yerde interaktif bir yazım
tekniğinden faydalanarak okuyucuyu da kitaba katılmaya davet ediyor. Zıtlıkları
oldukça etkili biçimde yansıtan resimlerini de ekleyelim. Kısacası Pembe Canavar yaşamın aslında tekdüzelik
ve aynılıklardan ibaret olmadığını, tersine farklılıklarla zenginleştiğini ve
çiçek açtığını gösteren içeriğiyle okunası, hatta okurken çocuklarla
canavarcılık oynananası, değerli bir kitap! Bu arada maalesef çevirmenin
bilgisinin kitap künyesinde paylaşılmamış olduğunu da bir eksiklik olarak not
düşelim.
KÜNYE
Yazan: Olga de Dios
Resimleyen: Olga de Dios
Çeviren:?
Yayınevi: Mikado Çocuk
Yayın yılı: 2016
·
Zürafalar Ne Sever? Bir
Kıtırtı, Şırıltı & Mırıltı Hikayesi
6 ay-5 yaş arası çocuklar için uygun olan bu sevimli
kıtırtı, şırıltı ve mırıltı hikayesinde kahramanlarımızdan biri bildiğimiz
kahverengi bir zürafa; diğeri ise mavi bir zürafa. Hikâye kahramanımız
kahverengi zürafa Börti’nin günlük
yaşamının tasviriyle başlıyor. Börti’nin
günleri kıtırtı, şırıltı ve mırıltıdan ibaret biçimde pek monoton geçiyor. Gerçi
Börti hayatından memnun ama mavi zürafa Mavi
ile tanışana dek neler kaçırdığının farkında değil! Mavi, Börti’nin ve
arkadaşlarının hayatına pek çok yenilik ve güzellik katıyor. Zürafalar Ne Sever? Bir Kıtırtı, Şırıltı
& Mırıltı Hikayesi farklılıkların hayatımıza kattığı zenginlikler,
yenilikler ve farklılıkların birlikteliği üzerine eğlenceli bir kitap.
KÜNYE
Yazan: Kristyna Litten
Resimleyen: Kristyna Litten
Çeviren: Melike Hendek
Yayınevi: Pearson
Yayın yılı: 2018
·
Pembe Karga
Pembe
Karga kitabında kardeşlerinden farklı olarak doğan Çirkin Ördek kitabında olduğu gibi bu
sefer bir ördek yavrusu değil, bir karga yavrusu. Kahramanımız karganın
kardeşlerinden farklı olarak rengi pembe; üstelik kanatları çok zayıf,
gaklarken sesi de hiç gür çıkmıyor. Ayrıca tüysüz olduğu için çok da üşüyor. Kahramanımız
önceleri bu duruma çok üzülse de sonunda kendini olduğu gibi kabul etmeyi,
hatta farklılığını avantaja çevirmeyi öğreniyor. 3-8 yaş arası çocuklar için
uygun olan Pembe Karga kişinin
biricikliğini kabul edip kendisini sahiplenmesi üzerine keyifli bir hikaye.
KÜNYE
Yazan: Helga Bansch
Resimleyen: Helga Bansch
Çeviren: Dürrin Tunç
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Yayın yılı: 2018
·
Siri ve Pasaklı Misafir
6-10 yaş arası çocuklar için uygun olan bu
kitap aslında “Siri ve Pasaklı Misafir”, “Siri ve Yeni Arkadaşları”, “Siri ve
Sahte Hayalet”, “Siri ve Kayıp Pire” ve “Siri ve Üst Kattaki Komşu” adlarıyla
Türkçe’ye çevrilmiş olan kitap dizisinin bir parçası. Bu dizide Siri adlı küçük
bir kız çocuğunun maceraları anlatılmakta. Siri
ve Pasaklı Misafir kitabında ise Siri’nin arkadaşlarının doğum günü
partisinde ve devamında yaşadığı macera anlatılıyor. Yeni tanıştığı kendisinden
farklı olan başka bir çocuğu dışlayan Siri, hikayenin sonunda aslında
hiçbirimizin birbirimizden o kadar da “farklı” olmadığını; ve nasıl da
birbirimize benzediğimizi fark edip ‘ötekileştirme’ üzerine önemli bir ders
alıyor. Siri ve Pasaklı Misafir arkadaşlık,
farklılıklara saygı ve öteki kavramının uçuculuğu, göreliliği üzerine keyifli
bir kitap.
·
Ö.T.E.K.İ. (Gizli Topluluk)
Ö.T.E.K.İ – Gizli Topluluk kitabı, kahramanımız Franz, yani örgüt içindeki takma adıyla Kobra Göz özelinde, Örgütlenen Tuhaf Erkekler Kızlar İleri topluluğunun hikayesini
anlatıyor. Dış görünüşlerindeki farklılıklarından ötürü sınıf arkadaşlarından
akran zorbalığı[3]
muamelesi gören, ayrımcılığa uğrayan bir grup çocuk mağdur rolünü reddederek
örgütleniyorlar. Bu örgütlenme ve birbirleriyle gösterdikleri dayanışma
sayesinde öz-saygı ve öz-farkındalık kazanan çocuklar, sahip oldukları özsel
değeri keşfediyorlar. Ancak bu kitabın yalnızca
örgütlenme ve dayanışmanın vazgeçilmez önemini ortaya koymakla kaldığını
söylersek haksızlık etmiş oluruz. Kitap aynı zamanda normallik – biriciklik
kavramlarının nasıl hızlıca yer değiştirebildiklerini; ne kadar uçucu ve göreli
olduklarını gösteriyor. Zira kahramanımız Franz belki de dünyanın en normal
çocuğuyken göz tembelliği rahatsızlığından dolayı sol gözüne takmak zorunda
kaldığı bandaj sebebiyle sınıf arkadaşlarının deyimiyle, Mortgöz Franz’a
dönüşüyor. Kişileri yargılamanın, onlar hakkında yargılar koymanın altının ne
kadar boş olduğunu vurgulayan Ö.T.E.K.İ, farklılıklar
konusunda sorunun atfedilen damgalarda olduğunu gösteriyor. Ötekileştirmenin
farkında olmadan da yapılabildiğine dikkat çeken kitap, öteki kavramının yer
değiştirebilirliğinin altını çiziyor. Kısacası, kitabın girişinde dediği gibi
herkes birer ö.te.k.i aslında. Ehh,
herkes birer ‘öteki’ olduğuna göre, öteki’nin aslında olmadığını da söyleyemez
miyiz? Görüldüğü gibi, Ö.T.E.K.İ. eğlenceli
olduğu kadar düşündürücü bir kitap. Bu yönleriyle Ö.T.E.K.İ., çocuklara olduğu kadar yetişkinlere de fazlasıyla hitap
ediyor.
KÜNYE
Yazan: Pedro Mañas
Resimleyen: Javier Vázquez
Çeviren: Saliha Nilüfer
Yayınevi: İletişim
Yayın yılı: 2017
* ODTÜ
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü doktora öğrencisi. Çocuk öyküleri
yazmayı çok seviyor. Çocuklarla öykü/masal atölyeleri düzenliyor. En büyük
hayali bir gün bir çocuk kitabı yazmak.
[2] Mendilimde Kan Sesleri, Edip
Cansever, “Gelmiş Bulundum, Seçme Şiirler”, 19. Baskı, Ocak 2018, İstanbul:
Doğan Kardeş Yapı Kredi Yayınları, s. 49-53 içinde.
[3] Akran zorbalığı; aynı yaş grubunda olan çocuk ve ergenlerin birbirlerine
veya tek bir kişiye karşı fiziksel, sözel ve duygusal şiddet içeren,
örseleyici, zarar verici davranışlarda bulunmaları halidir., http://www.sivilsayfalar.org/2017/12/13/akran-zorbaligi-egitimi-mardinde/, erişim tarihi: 12 Mayıs 2018.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder