Öne Çıkan Yayın

ANNEM HER YERDE

ANNEM HER YERDE                 Günümüz toplumunda ölüm tabu olan konulardan biri. Hem yetişkinler hem çocuklar için. Oysa Avustury...

26 Temmuz 2018 Perşembe

BÖCEKLER İÇİN İLKYARDIM MERKEZİ

https://yesilgazete.org/blog/2018/07/21/cocuklar-icin-yesil-kitaplar-bocekler-icin-ilkyardim-merkezi-omur-kurt/
BÖCEKLER İÇİN İLKYARDIM MERKEZİ


Böcekler için İlkyardım Merkezi’ni bir çocuğun böceklere karşı duyduğu olağanüstü tutkuyu anlatıyor. Ama bana bu kitabı sevdiren sadece hayvanlara karşı duyulan tutku değil. Bu kitabın benim için başka bir anlamı daha var. Bu kitabı keşfetmemi bir çocuk sağlamıştı. Şimdi 12 yaşında olan sevgili Nehir geçen seneki bir çocuk kitapları fuarında bir yandan ben, bir yandan annesi durmadan ona kitaplar önerip başını şişirirken o tüm diğer kitapların arasından çekip almıştı Böcekler için İlkyardım Merkezi’ni. Ve arkasından tabii ben de kendime bir tane almıştım. Kitabı iki kere okudum. Her okuduğumda sevgili Nehir’in ne kadar yerinde bir seçim yaptığını bir kere daha gördüm.

Kitabın arka kapağındaki Herkesin, Bütün Canlıların Yaşamaya Hakkı Var! cümlesinin kitabın düsturu olduğunu söyleyebiliriz. Doğadaki türler arasında ortadan kalkması gereken ama maalesef bir türlü kurtulamadığımız tür hiyerarşisinin en altında kabul edilen böcekler için (de) bir yaşam hakkı savunusu bu kitap. Bu anlamda bir türler arası eşitlik çağrısı. Bu çağrıyı da kitaptaki veteriner baba karakteri, Dairo Pistolazzi’nin de algıladığı şekliyle, insandan aşağı sayılmak şöyle dursun, hayvandan bile sayılmayan böcekler üzerinden yapıyor. Çağrının asıl sahibi Bay Pistolazzi’nin on yaşındaki kızı Camilla. Camilla kendisini kaybettiği annesinin yerine koyarak böceklere ve tüm yardıma muhtaç, sahipsiz, toplumca görünmez olan hayvanlara annelik yapıyor. Ve Camilla’nın yönlendirmesiyle, Bay Pistolazzi, Camilla ve onun arkadaşı Giulia, çılgınca bir fikre girişip Camilla’ların evinde bir böcek hastanesi kuruyorlar! Tabii bu hiç de kolay olmuyor. Camilla’nın, babasının ve arkadaşı Giulia’nın yaşadıklarını öğrenmek için bu olağanüstü samimi ve akıcı kitabı okuyun ve böceklere bir başka gözle, bir daha bakın derim! İşin güzel tarafı bu kitabı okuyunca böcekleri severken insandan nefret etmeye başlamıyorsunuz. Türler arası eşitlik teması denilince insanın canavar gibi gösterilmesi gibi bir klişeye saplanmıyor bu kitap. Kitaptaki tüm karakterler, hatta en antipatik karakterler bile hem iyi hem kötü taraflarıyla tasvir ediliyor. Yani diğer bir deyişle, eşitlik derken kendisi de bir hayvan olan insan karşıtlığı yapılmıyor. Üstelik doğanın ormanı katledip yerine birkaç ağaç dikerek, yapay havuzlar yaparak inşa edilen günümüz site hayatının pompaladığı gibi yalnızca görmek istediklerimizden oluşan, muazzam bir düzen içindeki yalıtık bir sistem olmadığı, aksine tüm çeşitliliği ve karmaşasıyla kendine özgü, bütüncül bir sistem olduğunu gösteriyor. Kısacası kitaptaki çiçek sevgisinden böcek öldüren Bay Ugo gibi “doğa sevgisinden” doğaya yabancılaşmak yerine bir ihtimal daha var diyor. Mesela börtü böceğiyle, kuşuyla, insanıyla doğayla kucaklaşmak gibi… 😊



KÜNYE
Yazan: Guido Sgardoli                                                  
Resimleyen: Andrea Rivola
Çeviren: Yelda Gürlek
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Yayın yılı: 2014
Yaş Grubu: 9 – 11 yaş






3 Temmuz 2018 Salı

farklılıklar üzerine çocuk kitapları: bir deneme

http://kitapeki.com/farkliliklar-uzerine-cocuk-kitaplari-bir-derleme/
FARKLILIKLAR ÜZERİNE ÇOCUK KİTAPLARI: BİR DERLEME
Ömür Kurt*

Çocukken hepimizin en mustarip olduğu konulardan biri de farklılıklarımızdan dolayı sahip olduğumuz komplekslerimizdir. Çocuk kitapları yazarı Daniel Pennac Télérama dergisinde yayınlanan ve Türkçe’ye Haldun Bayrı tarafından çevrilen söyleşisinde[1] şöyle diyor: “İlk okuma heyecanını hüzünlü metinler tattırdı bana. Önce Andersen ve Çirkin Ördek Yavrusu…, çünkü bir sürü kompleksim vardı, okulda çok kötüydüm ve kendimi o ördek yavrusuyla özdeşleştiriyordum.”1 Pennac gibi çocukken benim de farklılıklarımdan dolayı çeşitli komplekslerim vardı. Aslında o kadar da farklı değildim. Benim gibilerin sayısı az da değildi. Fakat önemli olan farklı olup olmamanız değil, farklı hissetmeniz, daha doğrusu farklılığınızdan dolayı “anormal” hissettirilmeniz değil mi? Ben de gözlük takıyor olmaktan tutun da annemin saçlarımı hep kısacık kestiriyor olmasından duyduğum komplekse kadar türlü komplekslere sahiptim zira bu özelliklerim nedeniyle dalga geçiliyor, ayrımcılığa uğruyordum. Ama bana yardımcı olacak bir Çirkin Ördek Yavrusu yoktu. Daha doğrusu bu masalı okumuştum ama maalesef Pennac’ın gözüyle değil. Üstelik arkadaşlarım gözlük taktığım için ‘dörtgöz’, saçlarım sınıftaki erkek çocuklarınki gibi kısa olduğu için ‘oğlan çocuğu’, ismim Ömür olduğu ve okuldan eve giden yolda şansıma (!) bir kömür deposu bulunduğu için ‘kömür’ diye beni çağırarak türlü şekillerde benimle alay ediyorlardı. Ve maalesef benim çocukluğumda çevremde bana bu konuda yardımcı olacak çocuk kitapları yoktu.
Halbuki çocuk kitapları yaşantımızda bir fark yaratma kapasitesine sahiptir. Örneğin yaşadıklarımızın sadece bizim başımıza gelmediğini göstererek bize destek olabilir.  Üstelik yalnızca çocuklara değil, yetişkinlere de... Çünkü nitelikli, içerisinde ilerici değerler barındıran çocuk kitapları içimizdeki çocuğa, duygusal benliğimize doğru yaptığımız bir yolculuktur. Bu yolculuk kendimizden asla sakınamayacağımız, kendimize karşı dürüst olmamızın elzem olduğu bir yolculuktur. İşte bu yolculukta sözünü sakınmayan, dosdoğru, dolambaçsız, sorunun/konunun özüne nokta atışı yapan sade diliyle çocuk kitapları yardımımıza koşar. Onlar aracılılığıyla kendimizle dolaysız bir ilişki kurarız. Bazen kendimizden bile sakladığımız, benliğimizdeki kırılmış tarafa şefkat göstermek için bir araçtır çocuk kitapları. Kendimizi olduğumuz gibi kabullenmek, farklılıklarımızın da bizi biz yapan bütünün bir parçası olduğunun farkındalığını kazanmak; kendimizle ve çevremizle barışmak için bir yoldaştır. İşte bu nedenlerle ben de benim de yaşamımı zenginleştiren çocuk kitaplarının farklılıklar temasına uygun düşenlerinden bir kısmını derlemek ve paylaşmak istedim. Zira farklılıklarımızdan dolayı eşitliğe aykırı biçimde farklı muamele görmek, yani ayrımcılığa uğramak maalesef hayatın her alanında türlü derecelerde mevcut. Kısacası bir gün hepimizin elimizden tutacak bir çocuk kitabına ihtiyacı olabilir.

·         Çirkin Ördek

Farklılıklar ve farklı olmak üzerine çocuk kitapları deyince aklımıza ilk gelen, belki de hepimizin çocukken okumuş olduğu “Çirkin Ördek” ya da diğer adıyla “Çirkin Ördek Yavrusu” masalıdır. Andersen masallarının en bilinenlerinden biri olan bu masalda herkesçe çirkin bulunan, annesince dahi sahip çıkılmayan bir ördek yavrusunun hikayesini okuyoruz. Kahramanımız türlü cefadan sonra güzelim bir kuğuya dönüşerek ezilmekten, ayrımcılıktan kurtulup mutluluğa erişiyor. Okuması çok keyifli olan bu masalda sorunlu olan taraf, kahramanımız çirkin ördek yavrusunun ancak “farklılığından kurtulduğunda”, üzerindeki “çirkin” gömleği çıkartıp atma ve çevresince makbul sayılanların, kuğuların, saflarına kabul edilme “şansına” eriştiğinde kendisiyle barışıp kendine acımaktan kurtulabilmesi. Bu anlamda masalın farklılıkların biraradalığı, farklılıkların zenginliği gibi mesajlardan ziyade herkesin ait olduğu yerde varlığını sürdürmesi ve ancak orada huzur bulabileceği imalarına sahip olduğu söylenebilir. Şöyle ki; çirkin ördek yavrusu tür itibariyle bir kuğu yavrusu değil de bir ördek yavrusu olsaydı, grubun normları uyarınca belirlenen güzellik kaidelerine göre “çirkin” diye yaftalanıp ömrü boyunca dışlanması kaçınılmaz mı olacaktı? Ya da mutlu ve huzurlu bir hayat sürdürmenin tek yolu sonunda kendi türünün, kuğuların arasına katılan çirkin ördek yavrusu örneğinde olduğu gibi kendimiz gibi olanlarla bir arada olmak mıdır? Mutlu ve huzurlu bir yaşantı farklılıkların, farklı olanların bir arada yaşaması yoluyla da elde edilemez mi? Çirkin Ördek masalı bu gibi konuları sorunsallaştırmıyor. 6-9 yaş arası çocuklar için uygun olan bu kitabı okumak eğlenceli ve keyifli ama bu sorularla birlikte okumakta fayda var.

KÜNYE
Yazan: Hans Christian Andersen
Resimleyen: Dilek Yördem Ceylan
Çeviren: Tahsin Yücel
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Yayın yılı: 2016


·         Mercan’ın Kırmızı Saçları

Kitabımızdaki Mercan isimli kız çocuğunun derdi kırmızı saçları. Daha doğrusu kırmızı saçları nedeniyle arkadaşlarının onunla dalga geçmesi. Üstüne üstlük, Mercan’ın saçları bir çocuk gibi çok yaramaz! Mercan’ın bulunduğu ortama göre şekil değiştirip sıra dışı şekillere bürünüyorlar. İşin güzel tarafı Mercan’ın hikayesinin burada bitmemesi. Mercan’ın saçları olanca kırmızılığıyla yaramazlığa devam ede dursun, Mercan’ın arkadaşları ona şahane bir sürpriz yapıyorlar ve Mercan saçlarıyla barışıyor. Sade öyküsü ve öykünün kendisiyle çok başarılı biçimde bütünleşen resimleriyle Mercan’ın Kırmızı Saçları hem farklılıklar hem de dayanışma üzerine keyifli bir kitap. Hem farklılıkların hem de dayanışmanın istersek ne kadar eğlenceli olabileceğine ve hayatımızı nasıl zenginleştirebileceğine dair 6-10 yaş arasındaki çocuklar için küçük bir değini…
KÜNYE
Yazan: Jeong Taek Chae
Resimleyen: Young Cheol Yoon
Çeviren: Mesut Tığlı
Yayınevi: abm Çocuk ve İlk Gençlik Yayınları
Yayın yılı: 2016

·         Farklı Ama Aynı

3-8 yaş arası çocuklar için uygun olan Farklı Ama Aynı, farklılıklar konusuna engellilerin penceresinden bakıyor. Kitapta arka bacakları çok zayıf olduğu için öteki kardeşlerinin aksine yürüyemeyen bir keçinin hikayesi anlatılıyor. Çirkin Ördek Yavrusu’ndan farklı olarak kahramanımız dışlanma ve ezilmeyle değil, dayanışmayla tanışıyor. Farklılıkların eşitsizlik anlamına gelmediğine dair bu umut hikayesi olumsuzluklar karşısında çaresiz kalmayı değil direnmenin ve çözüm aramanın olanaklılığını gösteriyor. Bu haliyle Farklı Ama Aynı yalnızca bir farklılıklar ve farklılıkların bir aradalığı hikayesi değil; bir farklılıkların eşitliği hikayesi aynı zamanda. Üstelik bu eşitliği sağlamanın yaşamın içinden basit çözümlerle olanaklı olduğunu gösteren, Edip Cansever’in dizeleriyle bir “umudu dürtme”[2] hikayesi.
KÜNYE
Yazan: Feridun Oral
Resimleyen: Feridun Oral
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Yayın yılı: 2016

·         Puki ile Yaşlı Karga

3-8 yaş arası çocuklar için uygun olan Puki ile Yaşlı Karga farklılıkların dayanışma ve dostluk temalarıyla birleştiği bir hikâye. Hikayedeki küçük köpek Puki kocaman kulaklarından ötürü dalga geçiliyor ve arkadaş edinemiyor. Diğer kahramanımız karga ise çok yaşlı olduğu için eskisi gibi uçamamak ve avlanamamaktan şikayetçi. Bir tesadüf sonucu dost olan ikili birbirlerine yoldaş oluyorlar. Böylece Puki farklılıkların ve sıra dışı olmanın sorun değil aksine bir avantaj olabileceğini, kişiye bu zamana kadar farkında olmadığı değerler katabileceğini keşfediyor. Yaşlı karga ise özgüvenini yeniden kazanıyor. Hem de Puki gibi sahip olduğu değerleri başkalarıyla paylaşmanın keyfini yaşıyor.
KÜNYE
Yazan: Görkem Kantar Arsoy
Resimleyen: Seçil Çokan
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Yayın yılı: 2017

·         Pembe Canavar

Pembe Canavar kitabı, “bu hikâye hayatının bir döneminde kendisini Pembe Canavar gibi hissetmiş olan insanlara adanmıştır” diye başlıyor. 3-5 yaş arası çocuklar için uygun olan bu kitap, Shanghai’da Golden Pinwheel Award ödülünü kazanmış. Pembe Canavar’da kahramanımız boyutları ve rengiyle yaşadığı yerdeki herkesten farklı. Onun rengi pembe iken çevresindeki herkes ve her şey beyaz. Üstelik çevresindeki her nesneye ve herkese göre boyutları çok iri. O hayat dolu iken çevresindeki her şey tekdüze ve çook sıkıcı! Zıtlıklar yaşamın özüdür ama çevresiyle katı bir zıtlık içinde olan canavarımızın çevresine uyum sağlaması mümkün olmuyor. Ama sonuçta bir çocuk kitabından söz ettiğimiz için umut her zaman galip geliyor. Ve Pembe Canavar özgürlüğü ve mutluluğu bulmak için yollara düşüyor. Sıradanlığın tekdüzeliği ve yavanlığıyla yaşamın derinliğini kucaklamaktan yoksun olduğunu vurgulayan Pembe Canavar bir özgürlük, cesaret ve umut anlatısı. Aynı zamanda alışageldiğimiz kavramları ters yüz ediyor. Örneğin çocukları – ve bazen de büyükleri – korkutmak için kullanılan bir metafor olan canavar kavramını tersine çeviriyor. Bu haliyle oldukça ilerici bir içeriğe sahip Pembe Canavar kitabı. Aynı zamanda klasik kitap yazım tekniğinden farklı olarak birkaç yerde interaktif bir yazım tekniğinden faydalanarak okuyucuyu da kitaba katılmaya davet ediyor. Zıtlıkları oldukça etkili biçimde yansıtan resimlerini de ekleyelim. Kısacası Pembe Canavar yaşamın aslında tekdüzelik ve aynılıklardan ibaret olmadığını, tersine farklılıklarla zenginleştiğini ve çiçek açtığını gösteren içeriğiyle okunası, hatta okurken çocuklarla canavarcılık oynananası, değerli bir kitap! Bu arada maalesef çevirmenin bilgisinin kitap künyesinde paylaşılmamış olduğunu da bir eksiklik olarak not düşelim.
KÜNYE
Yazan: Olga de Dios
Resimleyen: Olga de Dios
Çeviren:?
Yayınevi: Mikado Çocuk
Yayın yılı: 2016

·         Zürafalar Ne Sever? Bir Kıtırtı, Şırıltı & Mırıltı Hikayesi


6 ay-5 yaş arası çocuklar için uygun olan bu sevimli kıtırtı, şırıltı ve mırıltı hikayesinde kahramanlarımızdan biri bildiğimiz kahverengi bir zürafa; diğeri ise mavi bir zürafa. Hikâye kahramanımız kahverengi zürafa Börti’nin günlük yaşamının tasviriyle başlıyor. Börti’nin günleri kıtırtı, şırıltı ve mırıltıdan ibaret biçimde pek monoton geçiyor. Gerçi Börti hayatından memnun ama mavi zürafa Mavi ile tanışana dek neler kaçırdığının farkında değil! Mavi, Börti’nin ve arkadaşlarının hayatına pek çok yenilik ve güzellik katıyor. Zürafalar Ne Sever? Bir Kıtırtı, Şırıltı & Mırıltı Hikayesi farklılıkların hayatımıza kattığı zenginlikler, yenilikler ve farklılıkların birlikteliği üzerine eğlenceli bir kitap.
KÜNYE
Yazan: Kristyna Litten
Resimleyen: Kristyna Litten
Çeviren: Melike Hendek
Yayınevi: Pearson
Yayın yılı: 2018


·         Pembe Karga

Pembe Karga kitabında kardeşlerinden farklı olarak doğan Çirkin Ördek kitabında olduğu gibi bu sefer bir ördek yavrusu değil, bir karga yavrusu. Kahramanımız karganın kardeşlerinden farklı olarak rengi pembe; üstelik kanatları çok zayıf, gaklarken sesi de hiç gür çıkmıyor. Ayrıca tüysüz olduğu için çok da üşüyor. Kahramanımız önceleri bu duruma çok üzülse de sonunda kendini olduğu gibi kabul etmeyi, hatta farklılığını avantaja çevirmeyi öğreniyor. 3-8 yaş arası çocuklar için uygun olan Pembe Karga kişinin biricikliğini kabul edip kendisini sahiplenmesi üzerine keyifli bir hikaye.
KÜNYE
Yazan: Helga Bansch
Resimleyen: Helga Bansch
Çeviren: Dürrin Tunç
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Yayın yılı: 2018

·         Siri ve Pasaklı Misafir

6-10 yaş arası çocuklar için uygun olan bu kitap aslında “Siri ve Pasaklı Misafir”, “Siri ve Yeni Arkadaşları”, “Siri ve Sahte Hayalet”, “Siri ve Kayıp Pire” ve “Siri ve Üst Kattaki Komşu” adlarıyla Türkçe’ye çevrilmiş olan kitap dizisinin bir parçası. Bu dizide Siri adlı küçük bir kız çocuğunun maceraları anlatılmakta. Siri ve Pasaklı Misafir kitabında ise Siri’nin arkadaşlarının doğum günü partisinde ve devamında yaşadığı macera anlatılıyor. Yeni tanıştığı kendisinden farklı olan başka bir çocuğu dışlayan Siri, hikayenin sonunda aslında hiçbirimizin birbirimizden o kadar da “farklı” olmadığını; ve nasıl da birbirimize benzediğimizi fark edip ‘ötekileştirme’ üzerine önemli bir ders alıyor. Siri ve Pasaklı Misafir arkadaşlık, farklılıklara saygı ve öteki kavramının uçuculuğu, göreliliği üzerine keyifli bir kitap.

·         Ö.T.E.K.İ. (Gizli Topluluk)


Ö.T.E.K.İ – Gizli Topluluk kitabı, kahramanımız Franz, yani örgüt içindeki takma adıyla Kobra Göz özelinde, Örgütlenen Tuhaf Erkekler Kızlar İleri topluluğunun hikayesini anlatıyor. Dış görünüşlerindeki farklılıklarından ötürü sınıf arkadaşlarından akran zorbalığı[3] muamelesi gören, ayrımcılığa uğrayan bir grup çocuk mağdur rolünü reddederek örgütleniyorlar. Bu örgütlenme ve birbirleriyle gösterdikleri dayanışma sayesinde öz-saygı ve öz-farkındalık kazanan çocuklar, sahip oldukları özsel değeri keşfediyorlar. Ancak bu kitabın yalnızca örgütlenme ve dayanışmanın vazgeçilmez önemini ortaya koymakla kaldığını söylersek haksızlık etmiş oluruz. Kitap aynı zamanda normallik – biriciklik kavramlarının nasıl hızlıca yer değiştirebildiklerini; ne kadar uçucu ve göreli olduklarını gösteriyor. Zira kahramanımız Franz belki de dünyanın en normal çocuğuyken göz tembelliği rahatsızlığından dolayı sol gözüne takmak zorunda kaldığı bandaj sebebiyle sınıf arkadaşlarının deyimiyle, Mortgöz Franz’a dönüşüyor. Kişileri yargılamanın, onlar hakkında yargılar koymanın altının ne kadar boş olduğunu vurgulayan Ö.T.E.K.İ, farklılıklar konusunda sorunun atfedilen damgalarda olduğunu gösteriyor. Ötekileştirmenin farkında olmadan da yapılabildiğine dikkat çeken kitap, öteki kavramının yer değiştirebilirliğinin altını çiziyor. Kısacası, kitabın girişinde dediği gibi herkes birer ö.te.k.i aslında. Ehh, herkes birer ‘öteki’ olduğuna göre, öteki’nin aslında olmadığını da söyleyemez miyiz? Görüldüğü gibi, Ö.T.E.K.İ. eğlenceli olduğu kadar düşündürücü bir kitap. Bu yönleriyle Ö.T.E.K.İ., çocuklara olduğu kadar yetişkinlere de fazlasıyla hitap ediyor.
KÜNYE
Yazan: Pedro Mañas
Resimleyen: Javier Vázquez
Çeviren: Saliha Nilüfer
Yayınevi: İletişim
Yayın yılı: 2017




* ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü doktora öğrencisi. Çocuk öyküleri yazmayı çok seviyor. Çocuklarla öykü/masal atölyeleri düzenliyor. En büyük hayali bir gün bir çocuk kitabı yazmak.

[2] Mendilimde Kan Sesleri, Edip Cansever, “Gelmiş Bulundum, Seçme Şiirler”, 19. Baskı, Ocak 2018, İstanbul: Doğan Kardeş Yapı Kredi Yayınları, s. 49-53 içinde.

[3] Akran zorbalığı; aynı yaş grubunda olan çocuk ve ergenlerin birbirlerine veya tek bir kişiye karşı fiziksel, sözel ve duygusal şiddet içeren, örseleyici, zarar verici davranışlarda bulunmaları halidir., http://www.sivilsayfalar.org/2017/12/13/akran-zorbaligi-egitimi-mardinde/, erişim tarihi: 12 Mayıs 2018.