BÖCEKLER İÇİN İLKYARDIM MERKEZİ
Böcekler için İlkyardım Merkezi’ni bir çocuğun böceklere karşı duyduğu olağanüstü
tutkuyu anlatıyor. Ama bana bu kitabı sevdiren sadece hayvanlara karşı duyulan
tutku değil. Bu kitabın benim için başka bir anlamı daha var. Bu kitabı
keşfetmemi bir çocuk sağlamıştı. Şimdi 12 yaşında olan sevgili Nehir geçen
seneki bir çocuk kitapları fuarında bir yandan ben, bir yandan annesi durmadan
ona kitaplar önerip başını şişirirken o tüm diğer kitapların arasından çekip
almıştı Böcekler için İlkyardım Merkezi’ni.
Ve arkasından tabii ben de kendime bir tane almıştım. Kitabı iki kere okudum.
Her okuduğumda sevgili Nehir’in ne kadar yerinde bir seçim yaptığını bir kere
daha gördüm.
Kitabın arka kapağındaki Herkesin,
Bütün Canlıların Yaşamaya Hakkı Var! cümlesinin kitabın düsturu olduğunu söyleyebiliriz. Doğadaki türler arasında ortadan
kalkması gereken ama maalesef bir türlü kurtulamadığımız tür hiyerarşisinin en
altında kabul edilen böcekler için (de) bir yaşam hakkı savunusu bu kitap. Bu
anlamda bir türler arası eşitlik çağrısı. Bu çağrıyı da kitaptaki veteriner
baba karakteri, Dairo Pistolazzi’nin
de algıladığı şekliyle, insandan aşağı sayılmak şöyle dursun, hayvandan bile
sayılmayan böcekler üzerinden yapıyor. Çağrının asıl sahibi Bay Pistolazzi’nin
on yaşındaki kızı Camilla. Camilla kendisini kaybettiği annesinin yerine
koyarak böceklere ve tüm yardıma muhtaç, sahipsiz, toplumca görünmez olan hayvanlara
annelik yapıyor. Ve Camilla’nın yönlendirmesiyle, Bay Pistolazzi, Camilla ve
onun arkadaşı Giulia, çılgınca bir fikre girişip Camilla’ların evinde bir böcek
hastanesi kuruyorlar! Tabii bu hiç de kolay olmuyor. Camilla’nın, babasının ve
arkadaşı Giulia’nın yaşadıklarını öğrenmek için bu olağanüstü samimi ve akıcı
kitabı okuyun ve böceklere bir başka gözle, bir daha bakın derim! İşin güzel
tarafı bu kitabı okuyunca böcekleri severken insandan nefret etmeye
başlamıyorsunuz. Türler arası eşitlik teması denilince insanın canavar gibi
gösterilmesi gibi bir klişeye saplanmıyor bu kitap. Kitaptaki tüm karakterler,
hatta en antipatik karakterler bile hem iyi hem kötü taraflarıyla tasvir
ediliyor. Yani diğer bir deyişle, eşitlik derken kendisi de bir hayvan olan
insan karşıtlığı yapılmıyor. Üstelik doğanın ormanı katledip yerine birkaç ağaç
dikerek, yapay havuzlar yaparak inşa edilen günümüz site hayatının pompaladığı
gibi yalnızca görmek istediklerimizden oluşan, muazzam bir düzen içindeki
yalıtık bir sistem olmadığı, aksine tüm çeşitliliği ve karmaşasıyla kendine
özgü, bütüncül bir sistem olduğunu gösteriyor. Kısacası kitaptaki çiçek
sevgisinden böcek öldüren Bay Ugo gibi “doğa sevgisinden” doğaya yabancılaşmak
yerine bir ihtimal daha var diyor. Mesela börtü böceğiyle, kuşuyla, insanıyla
doğayla kucaklaşmak gibi… 😊
KÜNYE
Yazan: Guido Sgardoli
Resimleyen: Andrea Rivola
Çeviren: Yelda Gürlek
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Yayın yılı: 2014
Yaş Grubu: 9 – 11 yaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder